Yazar: D. Şener Yıldırım

Pyotr Alexeyevich Kropotkin, 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında yaşamış Rus anarşist, coğrafyacı ve biyolog olarak bilinir. Kropotkin, en çok anarşist komünizmin önemli savunucularından biri olarak tanınır. Onun çalışmaları, anarşizmin sosyal ve ekonomik teorileri üzerinde derin bir etkiye sahip olmuştur. Kropotkin’in insani dayanışma içgüdüsüne dair görüşleri, onun genel dünya görüşünün ve etik anlayışının temel taşlarından birini oluşturur. Kropotkin’in, “Beni bir kova su alıp yanan evine doğru koşmaya iten, çoğu zaman hiç tanımadığım komşumun sevgisi değil; çok daha geniş ama daha belirsiz bir duygu: insani dayanışma içgüdüsüdür” sözü, onun insani davranışlar ve toplumsal işbirliği konusundaki derin anlayışını yansıtır. İnsani Dayanışma…

Read More

7 Temmuz akşamı, Fransa’nın Nantes kentinde olağanüstü bir atmosfer hakimdi. Devasa bir kalabalık, şehrin sokaklarını doldurmuş, birlik ve dayanışma duygusuyla bir araya gelmişti. Ülkenin faşistleşme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bir dönemde, bu kalabalık, umutlarını ve direnişlerini haykırmak için toplanmıştı. Başlangıçta, havada bir gerginlik ve tedirginlik vardı. Faşist tehdidin boyutu ve ortaya çıkan zorluklar göz önüne alındığında, bu kadar büyük bir kalabalığın bir araya gelmesi cesaret gerektiriyordu. Fakat kalabalık sessizliğini bozduğunda, o gerginlik yerini coşkuya ve umuda bıraktı. Önce müzik yükseldi, insanlar şarkılar söyledi ve dans etti. O an için bile olsa, faşist kabusun gölgesi geride kaldı. Yürüyüşçüler şehrin sokaklarında ilerlerken,…

Read More

30 Mayıs 1814, Mihail Bakunin’in doğum günü Mihail Bakunin, 19. yüzyılın en etkili anarşist düşünürlerinden biri olarak, otoritenin doğası ve insan özgürlüğü üzerine yaptığı analizlerle tanınır. “Otoritenin tüm uygulamaları alçaltıcıdır ve otoriteye her boyun eğiş, aşağılanmadır” sözü, onun düşünce yapısının özünü yansıtır. Otoritenin Doğası ve Eleştirisi Bakunin, otoriteyi insan doğasına aykırı bir güç olarak görür. Otoritenin, bireylerin özgür iradesini ve doğal haklarını bastırarak onları köleleştirdiğini savunur. Bu baskı yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel ve ruhsal bir boyuta da sahiptir. Otoritenin varlığı, bireylerin kendi potansiyellerini gerçekleştirmelerini engeller ve onları belirli kalıplar içine hapseder. Bakunin, otoritenin yalnızca devlet ve hükümetlerle sınırlı…

Read More

Etki Ajanı Yasası, şu anda Türkiye’de yasalaşması tartışılan bir yasa tasarısıdır. 9. Yargı Paketi olarak da bilinen bu yasa paketinin 22. maddesi “etki ajanlığı” suçunu tanımlamaktadır. Tasarıya göre, devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya kuruluşun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda Türk vatandaşları veya kurum ve kuruluşları ya da Türkiye’de bulunan yabancılar hakkında araştırma yapan veya yaptıranlar hapis cezası ile cezalandırılacaktır. Yasanın gerekçesi olarak, devletin iç veya dış siyasal yararlarına yönelik faaliyetlerin cezalandırılması gösterilse de, bu yasanın özünde demokrasiye ve ifade özgürlüğüne yönelik büyük bir tehdit yatıyor. Yasaya Göre Ne Olacak? Yasaya göre, yabancı devletler veya kuruluşlarla bağlantılı olarak…

Read More

Her canlının doğuştan sahip olduğu temel bir yaşam hakkı vardır. Bu hak, insanlarla sınırlı olmayıp, dünyayı paylaştığımız tüm hayvanları da kapsar. Hayvanların yaşam hakkı, doğal ve devredilemez bir haktır. Onların yaşamlarını sonlandırmak, sadece insan merkezci ve türcü bir bakış açısıyla açıklanabilir. Bu türcü yaklaşım, hayvanların yaşamını değersizleştirir ve onları yalnızca insanlar için var olan varlıklar olarak görür. Ancak modern etik ve hukuk anlayışı, hayvanların da insanlar gibi duyguları, acı çekme kapasitesi ve yaşam hakkı olduğunu kabul eder. Bu nedenle, sokak hayvanlarını öldürmek, bu temel haklara yapılan büyük bir ihlaldir. Türcülük ve Etik Değerler Türcülük, bir türün diğer türler üzerinde üstünlük…

Read More

24 Mayıs Cuma günü, Fransa devlet başkanı Emmanuel Macron’un Kanaky-Yeni Kaledonya ziyaretinin ertesi günü, bir Kanak göstericisinin Fransız polisi tarafından öldürüldüğü haberi duyuldu. Bu olay, Fransız devletinin sömürge politikalarına karşı 14 Mayıs’tan bu yana isyan eden Kanak halkının direnişini daha da körükledi. Hükümet, bu ayaklanmayı bastırmak için hızlıca harekete geçti ve bu isyanı kınadı. Fransız Hükümetinin Sömürgeci Politikaları Fransız hükümeti, anayasa reformu ile yerel seçmen kitlesini genişletmeyi ve Kanakların siyasi gücünü marjinalleştirmeyi amaçlıyor. Buna ek olarak, Fransa’nın nikel yönetimini sürdürme arzusu da gerilimleri artırıyor. Bu değerli maden üzerindeki kontrolü elinde tutmak isteyen Fransız devleti, takımadalardaki yerel halkın haklarını hiçe sayıyor.…

Read More